Bahar meyveleri ve sebzeleri ile sofralarınızı bahara hazırlayarak sağlığınızı koruyun ve güçlendirin, bağışıklık sisteminizi geliştirin.

Kışı geride bıraktık. Kendini korumaya alıp kabuğuna çekilen doğayı yeniden canlandıran ilkbahar mevsimine giriş yaptık. Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte bizler de evlerimizden çıkıp açık alanlarda daha fazla zaman geçirmeye başlayacağız. Artık kış sebze ve meyveleri yerine bahar sebzeleri ve meyveleri ile birlikte sofralarınızı bahara hazırlamaya başladık. Bu süreçte değişmeyen şeyler ise enerji ve besin öğeleri ihtiyaçlarımız. Yani kendi ihtiyaçlarımızı yeni mevsime adapte etmemiz gerekiyor. Mesela C vitamini ihtiyacımızı portakal, mandalina yerine erikten ve çilekten karşılayacağız. Salatalarımızda artık domates ve salatalığı gönül rahatlığıyla tüketebileceğiz. Sofralarımıza lezzet katan domatesi de hazırladığımız domates suları ve püreleri yerine yemeklerimizde kendisini kullanabileceğiz. Baharın bereketiyle gelen çok çeşitli sebzelerle sofralarımızı şenlendirebileceğiz.

Bahar Meyveleri ve Sebzeleri

Enginar, ıspanak, kereviz, bakla, kuşkonmaz, barbunya, lahana, pırasa, bezelye, semizotu ile birlikte erik, çilek, yenidünya ve her mevsim baş tacımız elma bu mevsimde tüketebileceğimiz sebze ve meyvelerdir. Baharın gelmesiyle kendinizde de bir değişim ve yenilik yaratmak istiyorsanız bu sebze ve meyvelerden faydalanarak detoks yapmaya başlayabilirsiniz. Enginarın yüksek miktarda antioksidan içerdiği biliniyor. İçerisinde bulunan quersetin ve rutin isimli antioksidanlar vücudumuzu koruduğu gibi kalbi de koruyucu ve güçlendirici etkiye sahip.  Aynı zamanda karaciğeri de yenileyip güçlendiriyor, kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolü yükseltiyor, lif oranı fazla olduğu için de kan şekerinin dengelenmesini sağlıyor. Haftada birkaç kere öğle veya akşam yemeklerinizde enginara yer vermeniz vücudunuzu yenilemenize yardımcı olur.

Yol kenarındaki otların arasında bile rastlayabileceğiniz her yerde yetişebilen semizotu da çok değerli bahar sebzelerindendir. İçerdiği omega-3 yağ asitleri beyni geliştirir, anlama ve öğrenme yeteneğiniz artırır, kaygıyı ve uyku problemlerini azaltır, yorgunluğu giderir. Ayrıca içerisinde bulunan fitoöstrojenler meme kanseri riskini azaltır. Lahanada bulunan izotiyosiyanatlar ise hem kanserden koruyucu etki gösterir hem de vücuttaki toksinleri atmamıza yardımcı olur. Semizotunu yemek olarak tüketebilir, yoğurtla karıştırıp cacık yapabilir ya da salatalarınıza ekleyebilirsiniz.

Erik bağ dokusunu güçlendirerek vücudunuzun fit ve sıkı olmasını sağlar. Çilek ise diyet yaparken en büyük yardımcılarınızdandır. Renkli ve lezzetli olan bu meyvenin 100 gramı sadece 37 kaloridir. Yenidünyanın içerdiği A vitaminin ön maddesi olan beta karoten ise güçlü bir antioksidandır.

Peki güneş de bizim için bir besin öğesi kaynağı olabilir mi? Elbette! Besinlerde çok fazla bulunmayan, vücudumuzda hormon işlevi gören D vitaminini güneşin tenimize değmesiyle vücudumuzda üretilir. Baharın tadını doya doya çıkararak bol bol temiz ve güneşli havada yürüyüşler yaparak hem fiziksel aktivitenizi artırmış hem detoksunuza katkı sağlamış hem de D vitamini almış olursunuz!