Minerallerin vücudumuzdaki miktarı ve önemi ters orantılı diyebileceğimiz şekildedir. Mineraller vücudumuzun yaklaşık %4-5’ini oluşturmalarına karşın vücudumuzdaki işlevleri hayati önem taşır. Bu oranın yarısı kadarı kalsiyum, çeyreği fosfordur. Diğer mineraller az miktarda bulunduğu için onlar iz elementler olarak adlandırılırlar. Minerallerin yoğunluğu vücudun çeşitli doku ve organlarında farklı miktarlardadır.

Minerallerin Görevleri Nelerdir?

Mineraller vücudumuzun çalışmasında çok önemli görevlere sahiptir. Mineralleriin çoğu hücrelerin düzgün bir şekilde çalışması için olmazsa olmazdırlar. Vücudun sağlıklı olarak büyüyüp gelişmesi ve yaşamını devam ettirebilmesi için elzem olduğu bilinen minerallerin başında kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, manganez, kükürt, demir, bakır, iyot, çinko, flor, kobalt, krom, selenyum, molibden ve silikon gelmektedir. Nikel, vanadyum, arsenik, bor gibi minerallerin gerekliliği tam olarak açıklanamamıştır.

MineralYüzdesiBulunduğu yer
Kalsiyum1,5-2,2Çoğunlukla iskelette kalsiyum fosfat olarak az miktarda hücre dışı sıvıda iyon olarak
Fosfor0,8-1,2İskelette, proteinlere ve diğer öğelere bağlı olarak dokularda, iyon olarak hücre içi ve dışı sıvılarda.
Potasyum0,35Hücre içi sıvıda iyon olarak.
Kükürt0,25Proteine bağlı olarak ve SO4 iyonu halinde daha çok hücre dışı sıvıda.
Klor0,15Hücre dışı sıvıda iyon olarak.
Sodyum0,15Hücre dışı sıvıda iyon olarak.
Magnezyum0,05İskelette ve hücre içi sıvıda iyon olarak.

Sodyum ve Potasyum

Sodyum ve potasyum mineralleri vücutta su dengesinin korunmasını sağlar. Asit-baz dengesi ile birlikte ozmotik basıncın dengelenmesi için vücuda alınması gereklidir. Sodyum, kanın plazma kısmında, potasyum ise alyuvarlarda bulunur. Bu mineraller suda çözünerek iyonize olurlar. Bu mineraller fosfat, bikarbonat ve klorid ile birlikte kanın nötr halde kalmasını sağlarlar. Sinir sisteminin uyarılması ve buna bağlı olarak kasların kasılması işlevleri de sodyum ve potasyum sayesinde gerçekleşir.

Klor

Klor, hücre dışı sıvının negatif yüklü iyonudur. (anyon) Kandaki negatif yüklü iyonların de 2/3’ünü klor oluşturur. Sodyum ile birlikte vücudun su dengesinin korunmasını sağlar.

Kalsiyum

Vücuttaki kalsiyumun %99’u kemik ve dişlerin yapısında bulunur. Geriye kalan %1’lik kısım da vücut sıvılarında ve yumuşak dokularda bulunur. Kanda bulunan kalsiyumun %50’si iyonize, %45’i albumin ve globuline bağlı, %5’i de fosfat, sitrat ya da bikarbonat olarak bulunur. Paratiroid bezi, kandaki ve kemikteki kalsiyum miktarını kontrol etmekle görevlidir, parathormon ve kalsitonin ile bu dengenin korunmasını sağlar. Kalsiyum, kemik ve diş sağlığını korunmasında, kanın pıhtılaşmasında, hücre zarında, sinirsel uyarıların iletilmesinde ve kalp atışının denetiminde görevli olan mineraldir. Emilimi için D vitaminine ihtiyaç fuyar.

Fosfor

Kalsiyumdan sonra vücudumuzda en çok bulunan mineral fosfordur. Vücuttaki fosforun %80’i kalsiyumla birlikte kemik ve dişlerin yapısında bulunur. Geri kalan kısmı hücrelerde ve hücre dışı sıvıda bulunur.  Fosfor, DNA’nın yapısında bulunan nükleik asitlerin yapısında bulunur. Yağlar ile birlikte fosfolipid adıyla hücre zarında bulunur ve hücreye giriş çıkışı denetler. Vücudun enerji dengesinde, hücrelerdeki molekül sentezinde ve kas kasılmasında görev alır.

Demir

Vücuttaki demirin 2/3’ü kanda bulunur. Kanda bulunan demirin de büyük bir kısmı alyuvarlara kırmızı rengi veren hemoglobinin yapısında yer alır. Geri kalanı kemik iliği, karaciğer ve dalakta depo halinde bulunur. Vücuttaki demirin %5’lik kısmı hücre çekirdeğinde, sitokrom enzimlerinin ve kaslarda bulunan miyoglobinin yapısında bulunur. Demirin vücuttaki en önemli görevi oksijen ve karbondioksidin taşınmasıdır. Bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması, bilişsel performansın sağlanması, ilaç ve zararlı maddelerin vücuttan atılması için gerekli olan mineraldir.

Bakır

Bakır, çinko ve manganez ile birlikte vücudun savunma sisteminde rol alan antioksidan enzimlerin yapısında bulunur. Bu nedenle bakır yetersizliğinde hastalık riski artmaktadır.  Bakır aynı zamanda enerji metabolizmasında, melanin sentezinde be bağ dokusunun oluşumda görevlidir.

İyot

Vücuttaki iyodun %75’i tiroit bezinde, geri kalan kısmı ise meme bezlerinde, mide mukozasında, kanda ve diğer dokularda bulunur. İyodun tiroit bezinden salgılanan T3 (triiodotironin) ve T4 (tiroksin) hormonlarının yapısında bulunur. Bu hormonlar bazal metabolizma hızının denetlenmesinde görev alır. T3 ve T4 hormonlarının kandaki düzeyleri beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanan TSH (tiroid stimüe edici hormon) hormonu ile dengelenir.

Florid

Florid diş ve kemiklerin yapısında bulunan bir mineraldir. Dişin gelişimi ve olgunlaşması süreçlerinde görev alır. Kemik sağlığı için de koruyucu bir görev üstlenir.

Çinko

Vücuttaki çinkonun %75’i kanda bulunur. Geri kalan kısmı ise kemikler, epitel dokular, böbrekler, karaciğer ve pankreasta bulunur. Çinko, vücuttaki metabolik süreçlerde görev alan yaklaşık 100 farklı enzimin yapısında bulunur. Hücrelerin çoğalması, sindirim sisteminin düzenli çalışması ve bilişsel işlevler için gereklidir.

Manganez

Manganez, bağ dokusu oluşumu, büyüme, yağ ve karbonhidrat metabolizması işlevlerini yerine getiren enzimlerin yapısında bulunur. Manganez içeren süperoksit dismütaz enzimi, kimyasal madde ve radyasyonun oluşturduğu kanser türlerinden koruyucu işleve sahiptir.

Krom

Vücudumuzda kromun en fazla bulunduğu organ karaciğerdir ve yaşlandıkça vücuttaki kromun azaldığı görülmüştür. Krom, insülin duyarlılığını artırarak hücrelerin glikozu kullanabilmesini sağlamaktadır.

Molibden

Vücuttaki bazı enzimlerin yapısında bulunan molibden minerali büyüme ve gelişme ile ilişkilidir. Bakır, çinko, kükürt ve demir mineralleri ile de etkileşim halindedir.

Kükürt

Kükürt minerali vücutta mukopolisakkarit adı verilen karbonhidratların sentezinde görev alır.

Kobalt

Vücutta bulunan kobaltın %43’ü kaslarda, %13’ü kemiklerde, geri kalan kısmı ise diğer dokularda bulunur. B12 vitamininin %4’ü kobalt içerir. Kobalt minerali, tiroid hormonunun sentezinde, demirin vücutta kullanılmasında ve kükürtlü aminoasitlerin metabolizmasında görev alır.

Selenyum

Selenyum vücutta antioksidan olar görev alan bir mineraldir. Zararlı maddeleri ayrıştırarak vücuttan atılmasını sağlar. Böylece kansere karşı koruyucudur. Hücre zarının dayanıklılığını artırır. Protein sentezinde görev alır.