Her yıl kendini yenileyen bakteri ve virüsler hastalıkları daha uzun ve daha ağır geçirmemize neden oluyorlar. Bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bu hastalıklardan korunmak ya da bir an önce sağlığımıza kavuşmak için şifayı doğal besinlerde aramalıyız.

Gıda sanayisinin gelişmesiyle beraber pakete girmeye besin neredeyse kalmadı. Pakete giren ürünlerin de uzun süre dayanabilmeleri için birtakım işlemler geçirmesi gerekiyor. Bu işlemler sırasında da özünü, doğallığını kaybediyor. İşlenmiş gıdalar, günlük beslenmemizin içinde fazla yer bulduğu zaman, ihtiyacımız olan vitamin, mineral ve diğer besin öğelerini yeterli miktarda alamadığımız için bağışıklık sistemimiz zayıflıyor ve hastalıklara yakalanma riskimiz artıyor. Bu nedenle beslenmemizin temeline doğal besinleri yerleştirmeliyiz.

Taze Sebze ve Meyveler

Mevsiminde yetişen taze sebze ve meyveleri günde en az beş porsiyon olacak şekilde tüketmeliyiz. Mevsim yeşilliklerini sınırsızca tüketebilirken meyveleri miktarına dikkat ederek tüketilmelidir. Meyvelerin fazla tüketilmesi, enerji içeriği bakımından, kilo almaya neden olabilir. Meyveleri bütün haliyle tüketmek en iyisi ancak meyve suyu içmek istersek de evde kendimiz sıkmalı ve çok bekletmeden içmeliyiz.

Sebze ve meyveler hem vitamin-mineral hem de posa kaynağıdır. Sebze ve meyveleri mevsiminde ve taze olarak tükettiğimizde vitamin-mineral açısından en yüksek verimi almış oluruz. Bu da bağışıklık sistemimizi destekler ve güçlendirir. Bağışıklık sistemimiz ne kadar güçlü olursa hastalıklara yakalanma ihtimalimiz o kadar azalır. Sebze ve meyvelerde yeterlilikle birlikte çeşitlilik de önemlidir. Tek bir besine bağlı kalmamalı tabaklarımızı renklendirmeliyiz. Sebzeleri öğünlerde yemek olarak ya da salata olarak tükettiğimizde eklediğimiz zeytinyağı besin değerini artıracaktır. Zeytinyağında bulunan E vitamini ve omega-3 de bağışıklık sistemimizi güçlendirmede yardımcıdır.

Vücudumuzda büyüme-gelişmeden, onarımdan; enzim ve hormon, hastalıklara karşı savunmamızı sağlayan hücrelerin yapımından sorumlu olan proteinleri üretebilmek için yumurta, süt, yoğurt, peynir kırmızı et, tavuk eti ve balık gibi hayvansal kaynaklı kaliteli protein kaynaklarından faydalanmamız gereklidir. Bunlarla birlikte vücudumuza alacağımız B12 vitamini, demir, çinko, D vitamini, probiyotikler gibi besin öğeleri de bağışıklık sistemimizi güçlendirmemize yardımcı olacaktır.

Yeterli miktarda proteini vücudumuza kazandırmak için vücudumuzun ihtiyacı olan enerjiyi karbonhidratlardan sağlamamız gerekir. Karbonhidrat tüketirken de dikkat etmemiz gereken nokta rafine edilmemiş karbonhidrat kaynaklarından faydalanmaktır. Tam buğday, tam tahıl ve çavdar ekmeği ile bulgur, pirinç ve tam buğday makarnalar, bunlarla birlikte protein içeriği yüksek ve posa kaynağı olan mercimek, nohut, kuru fasulye gibi kuru baklagiller tüketilmelidir.

Sıvı Tüketimi

Bunlarla birlikte bol bol sıvı özellikle de su tüketmeliyiz. Vücudumuzun mikroplarla savaşabilmesi ve mikropları vücuttan atabilmesi için suya ihtiyacı vardır. Öncelikle yeterli miktarda su içmeli, beraberinde çay, bitki çayları ve kahve de tüketebiliriz.