Lipo, yağların bilimsel adı olan lipid kelimesinden gelir. Fobi ise bildiğimiz üzere bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi halidir. Kelimeyi “lipofobi” olarak aradığımızda Türkçe kaynaklarda hiçbir şey bulamıyoruz. İngilizce’de “a fear of fats in food”, yani “yemeklerin içindeki yağdan korkma” durumu olarak yer alıyor. Peki ya siz, lipofobik misiniz?

Lipophobia Amerika’da 1950’lerden beri görülmektedir. Sürekli yenilenen bilimsel gelişmeler sonucunda koroner kalp hastalığının (kalbi besleyen damarlarda madde birikiminin gerçekleşmesi sonucu damarların tıkanması) nedeninin ‘yağlar’ olduğu saptandığı için, bu durumu sorgulamayan insanlarda, lipofobinin görülmesi kaçınılmaz bir durum olarak ortaya çıkmıştır.

Ortaya çıkan yeni bilgilerin bilimsel ve magazinel olmak üzere iki yanı vardır. Obezite ve beslenmeye bağlı diğer hastalıkların arttığı bu dönemde özellikle beslenme konusunda da böyledir. Lipofobi konusunda da olduğu gibi, yeni bir bilgi ortaya çıkar: Yağlar koroner kalp hastalığına neden olur. Bilimsel yan sadece bu cümleden ibaret değildir elbette. Ancak magazinel yan sadece bunu görür ve haberlere başlar: Yağ ve yağlı şeyler yemeyin! Hasta olursunuz, kalp krizi geçirirsiniz, ölürsünüz!

Yeni bir bilgi öğrendik: Yağlar koroner kalp hastalığına neden olur.

Bu bilgiye dayanarak siz kendinizi lipofobik olarak tanımlar mısınız?

Hangi yağlar?

Herkesin bildiği gibi, hayvanlardan elde edilen yağlar (oda sıcaklığında katı) ve bitkilerden elde edilen yağlar (oda sıcaklığında genellikle sıvı) var. Ve bizim için tehlike arz edenler hayvanlardan elde edilen yağlar. Bitkisel yağlardan zeytinyağı ise koroner kalp hastalığına karşı koruyucudur.

Hayvansal yağ olarak sadece tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı mı var?

Hayır. Yumurtanın, etin, sütün ve yoğurdun içinde de görmediğimiz,  “görünmez yağ” olarak tabir ettiğimiz yağlar var.

Ne yani şimdi et, süt, yumurta, tereyağ yemeyecek miyiz?

Tabi ki yiyeceksiniz. Önemli olan miktarını doğru ayarlayabilmek.

Peki sadece yağlar mı suçlu?

Hayır. Vücudumuza fazladan, gereksiz yere aldığımız diğer besin ve besin olmayan öğeler de suçlu. Vücudunuz kilo aldığı zaman, eğer kas yapmıyorsanız, yağ oranı artar. Çünkü vücudunuza fazladan aldığınız proteinler ve karbonhidratlar da yağ olarak depolanır. Vücudunuzdaki fazla yağlar da sizi hasta etmeye yeter.

Peki bu bilgiyle de kendimizi aç mı bırakacağız?

Hayır. Bahsettiğim gibi ihtiyacınız olandan fazlasını yememelisiniz. Herhangi bir sağlık, kilo probleminiz ya da yemeklerle bir probleminiz varsa önce bir doktora sonra da bir diyetisyene danışmanızda fayda var.

Unutmayın, vücudunuzdaki yağ oranı olması gerekenin altına düştüğünde de büyük sorunlar yaşayabilirsiniz!