İnsanlar genel olarak böbreklerin yalnızca idrar üretiminden sorumlu olduğunu düşünür. Oysa böbreklerin vücudumuzda birçok görevi var. Vücuttaki zararlı maddelerin atımı, mineral ve sıvı dengesini korumasının dışında hormonların üretiminde de etkili bir rolü vardır. Üretilen hormonlar sayesinde kan basıncı da düzenlenmiş olur. Çok fazla hastalık çeşidinin olduğu böbreklerde özellikle diyet tedavisi gereken hastalıklar; Akut glomerula nefrit, kronik glomerula nefrit, nefrotik sendrom, akut böbrek yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve böbrek taşlarıdır. Peki böbrek hastalıklarında beslenme nasıl olmalıdır?

Böbrek Hastalıkları Nasıl Oluşur?

Böbrek hastalıkları genetik faktörlere bağlı olduğu gibi düzensiz ve yanlış beslenmeye, yetersiz sıvı tüketimine, şeker hastalığına ve doktor kontrolsüz ilaç kullanımına bağlı olarak oluşabilir.

Böbrek Hastalıklarında Tanı

  • Günlük idrar miktarının normalden az veya fazla olması (Bu iki duruma da genellikle insanlar pek fazla aldırış etmezler. Böbrek Hastalıkları kendini pek belli etmediğinden, tanı konulduğunda çoğu zaman böbrek %70-80 hasar almış haldedir.),
  • Yapılan kontrollerde idrardan protein kaçağı olduğu görülmesi,
  • Bel ve kaburga çevresinde ağrı olması,
  • İdrara çıkıldığında ağrı veya yanma hissi,
  • İdrarın renginin normal olmaması veya koyu olma durumu,
  • Sodyum (tuz) fazla tüketilmesine bağlı olarak vücutta gelişen ödem,
  • Kaşıntı, nefes darlığı ve kansızlık,

 Böbrek hastalıklarında bazı tanı faktörleridir.

Böbrek Hastalıklarında Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Böbrek hastası bir insanın iyileşmesi için en önemli etmenlerden biri beslenmedir. Hastanın iyileşmesi beslenmesinin doğru ve sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi ile gerçekleşir. Günlük alınması gereken kalorinin vücutta yıkım oluşturmamasını sağlamak amacıyla yüksek tutulmalıdır. Kalori ve protein ihtiyacı hesabı, kişinin kan bulguları ve hastalığının derecesi göz önünde bulundurarak kişisel olarak yapılmalıdır. Günlük alınacak sıvı miktarı da kişiye göre belirlenmelidir. Ayrıca sodyum (tuz), potasyum ve fosfor tüketimi kontrol altına alınmalıdır. Olası bir durumda hastanın bilinçsizce tuz ve mineral alımını kontrolsüz bir biçimde kesmesi kesinlikle önerilmemektedir.

Böbrek Hastalarına Öneriler

Sodyum

Sodyum miktarı az olan besinleri tüketmeleri gerekmektedir. Örneğin; meyve ve sebzeler, süt-yoğurt ve kuru baklagiller sodyum miktarı az olan besinler olduğu için tüketimi önerilir. Burada meyve ve sebzeyi de kararında tüketmeniz gerektiğini uyarısını yapalım çünkü bu besin grubu da potasyum açısından oldukça zengindir.

Aşırı sodyum (tuz) tüketimini azaltmak için çoğu insanın yaptığının tersine yemeklerin tadına bakmadan tuz eklenmesine, taze ve tuz eklenmemiş besin seçiminin yapılmasına, zeytin, peynir, turşu gibi salamura olan yiyeceklerin tüketilmeden önce sudan geçirilip tuz miktarının azaltılmasına ve maden suyu alınırken sodyum miktarının az olanından alındığına dikkat edilmesi gerekir.

Küçük bir öneri olarak da yemekleri pişirirken baharat eklemeniz tuzun eksikliğini çok hissettirmeyecektir.  Nane, kekik, dereotu ve maydanozu gönül rahatlığıyla yemeklerinize ekleyebilirsiniz.

Bir kaşık tuz ve stetoskop
Potasyum

Potasyum vücuttaki su dengesini ve kasların fonksiyonlarının düzgün bir şekilde çalışmasını sağlayan, kanda bulunan bir mineraldir.

Potasyumdan zengin olan besinler; kuru fasulye, kuru kayısı, pazı, ıspanak, avokado, nar, muz, tatlı patates, pancar, havuç ve yoğurttur. Bu besinlerin tüketiminin kontrollü olması hastanın yararına olacaktır.

Vücutta fazla potasyum birikmesi böbrek hastası olan bir insanda böbrekleri iyi çalışmadığından dolayı idrarla atılamayacağı için kandaki miktarını yükseltir. Bu da sağlıklı bir vücutta istenilmeyen bir durumdur. Potasyum tüketimini kontrol almamızın nedeni bu şekilde açıklanabilir.

Potasyumdan zengin besinler
Potasyumdan zengin besinler
Fosfor

Genetik bilgilerimizin kaynağı olan DNA ve RNA’nın yapısında bulunan fosfor aynı zamanda kemik ve diş yapısında, hücrenin enerji ihtiyacının karşılanmasında büyük rol oynar. Fosfor bitkisel ve hayvansal kaynaklardan vücuda alınır.

Bitkisel kaynaklı fosfor en çok; kabak çekirdeği, ay çekirdeği, tahin, badem, bakla, bulgur, ceviz gibi besinlerde bulunur.

Hayvansal kaynaklı fosfor ise en çok; kaşar peyniri, yumurta sarısı, dana eti, süt, tavuk, balık gibi besinlerde bulunur.

Böbrek yetmezliği görüldüğünde böbreklerden fosfor atımı azaldığı için, kemik yıkımının meydana gelmesi kana ek fosfor sağlar bu durumda kandaki fosfor düzeyi normale göre yükselir. Vücut buna karşı tepkisini kaşıntı, gözlerde kırmızılık, kemiklerde yapısı bozulmasından dolayı kolay kırılma, vücutta ağrı, güçsüzlük, hareket edememe ve kalp krizi gibi semptomlarla gösterebilir.

Sodyum, potasyum, fosfor birçok besinin içerisinde aynı anda bulunabilir. Böbrek hastalıklarında hasta kendi diyetinden herhangi birinin kısıtladığını sandığında herhangi birinin miktarını arttırabilir. Bu yüzden diyetini bir diyetisyen yardımıyla düzenlemesini tavsiye etmekte fayda görüyoruz.