Çocuğumu obeziteden nasıl korurum? Obezite (yağ oranını vücutta normalin çok üzerinde olması) her ırktan, her cinsten ve her yaştan insanı tehdit eden bir hastalıktır. Yeterli ve dengeli bir beslenme düzeninin oluşturulmaması ve hareketsiz yaşam obezite için en büyük risk faktörüdür. Bununla birlikte genetik yatkınlık da yağ oranının artmasına neden olan en önemli risk faktörlerinden biridir ve obezitenin oluşumunu kolaylaştırmaktadır.

Obezite tek başına ortaya çıkan bir hastalık değildir. Obezite, bozulmuş glikoz toleransı, insülin direnci ve bunların ilerlemesiyle birlikte oluşan diyabet; kan yağlarında dengesizlik, yüksek tansiyon, eklem rahatsızlıkları; nefes darlığı, astım, uyku apnesi gibi solunum problemleri ile kanser hastalıklarını da beraberinde getirmektedir.

Obezitenin en iyi tedavisi bu hastalığa yakalanmamak için önlem almak ve çocukluktan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının kazandırılmasıdır.

Çocukluk Obezitesi Nedir?

Çocukların büyüme ve gelişmelerini en iyi şekilde tamamlayabilmeleri için yeterli ve dengeli beslenmeleri gerekir. Gereğinden fazla enerji alınması ve bu enerjinin büyük bir kısmının boş enerji kaynaklarından alınması obeziteye yol açarken vitamin ve mineral yetersizliklerine de sebep olur. Çocukluk obezitesi, yetişkinlikte oluşan obeziteye göre çok daha tehlikelidir. Yetişkinlikte alınan fazla enerji yağ hücrelerinde depolanırken yağ hücrelerinin sadece hacmi büyür, kilo verildiğinde ise hacmi küçülür. Çocukluk obezitesinde ise fazla enerji depolanırken yağ hücrelerinin hem hacmi büyür hem yağ hücreleri bölünerek çoğalır. Kilo verildiğinde hacmi küçülse bile oluşan yeni hücreler yok olmaz yani çocuk olması gerekenden daha fazla yağ hücresine sahip olur. Bu nedenle çocukluk obezitesinin oluşmadan önüne geçilmesi çok önemlidir.

Bebekler ve çocuklar obeziteden nasıl korunur?

Bebekler doğumdan itibaren ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Bebeğinizi kontrol eden doktor önermediği takdirde kesinlikle ek gıda ya da mama verilmemelidir. Yapılan çalışmalarda anne sütü ile beslenen çocukların obeziteye ve diğer kronik hastalıklara yakalanma risklerinin anne sütü ile beslenmeyenlere göre daha az olduğu kanıtlanmıştır. İlk 6 ay sadece anne sütü verilmesi ile beraber emzirmenin en az 2 yıl boyunca devam ettirilmesi de obezite ve kronik hastalıklara yakalanma riskini önemli ölçüde azaltabileceği belirtilmiştir.

Sağlıklı beslenme alışkanlıkları ek gıdaya geçiş döneminden yani 6. aydan itibaren bebeklere kazandırılmaya çalışılmalıdır. Ek gıdaya geçiş döneminde ise şekerli gıdalardan ve yiyeceklere ekstra tuz konulmasından kaçınılmalıdır. tereyağı ve zeytinyağı gibi doğal yağlar miktarına çok dikkat edilerek yiyeceklere eklenmelidir. Paketli gıdalardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.

Sebze ve meyve tüketimi alışkanlığı kazandırmak

Bebeklere ve çocuklara sebze ve meyve tüketim alışkanlığı kazandırılmalıdır ve meyvelerin de miktarına dikkat edilmelidir. Meyve ve sebze suları evde taze sıkılmış olarak verilebilir ancak meyve ve sebzeleri bütün olarak yenilmesi çok daha sağlıklı bir seçenektir.

Tahıl tüketimi, günlük enerji ihtiyacının sağlıklı besinlerden karşılanması için çok önemlidir. Tam buğday ve tam tahıl tanelerinden yapılmış ekmek ve türevleri, makarna, erişte tüketilmesi özellikle B vitaminlerinin alınması için önemlidir. Aynı zamanda sindirim sistemini ve kan şekerinin düzenlenmesini sağlayan posa için de tam tahıllar tercih edilmelidir. Beyaz un ve beyaz undan yapılmış besinler de boş enerji kaynağı olarak değerlendirilmektedir, özel durumlar haricinde tüketilmemelidir.

1 yaşından itibaren süt ve süt ürünleri tüketimi de büyük önem kazanmaktadır. Hem protein hem de kalsiyum ve fosfor kaynağı olan bu besinler büyüme ve gelişmenin sağlanmasında yardımcıdır.

Yumurta, et, tavuk ve balık tüketimi de çocukların büyüme ve gelişmeleri için en önemli protein kaynaklarıdır. Proteinin yanı sıra vitamin ve mineraller için de değerli kaynaklardır. Bu besinlerin aynı zamanda yağdan da zengin olduğu unutulmamalıdır.

Kuru baklagiller de bitkisel protein kaynaklarımızdır. Şişkinlik ve gaz problemlerine neden olabileceğinden tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Aynı zamanda posa alımı için de kuru baklagiller iyi birer kaynaktırlar.

Kuru yemişler içerdikleri sağlıklı yağlar ve mineraller açısından besleyici gıdalardır. Yaklaşık %20 oranında da protein içerirler. Küçük çocuklar için tüketimi riskli olacağından öğütülerek verilebilir. Kuru yemişler verilirken alerji riski de göz önünde bulundurulmalıdır.

Alınan besinler ve enerji kadar harcanan enerji de çok önemlidir. Fiziksel aktivite sadece enerji harcamak için yapılan bir aktivite olarak görülmemelidir. Sağlıklı kaslar ve kemikler ile birlikte sağlıklı bir vücut için de aktif yaşam bir gerekliliktir. Çocukların ekran karşısında geçirdikleri süreler kısıtlanarak sağlıklı büyüme ve gelişmeleri için fiziksel aktiviteye yönlendirilmeleri gerekir.

Unutmayın! Çocuklarınız sizin davranışlarınızı taklit ederler, onlara sağlıklı beslenme konusunda da örnek olmalısınız.